İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, 'Enerji Verimliliği Haftası' dolayısıyla yaptığı açıklamada, enerji verimliliğinin Türkiye'nin geleceği için stratejik öneme sahip bir konu olduğunu belirtti.
Levent Pelesen, "Enerjinin israf edilmemesi için binalarda ısı yalıtımı ile tasarruf sağlanması şart. Ülke olarak, binaların enerji taleplerini ve karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra, sürdürülebilir çevre dostu binaları yaygınlaştırmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin, enerji verimliliği hedeflerine ulaşmak için tüm olanaklara sahip olduğunu vurgulayan İZODER Başkanı Levent Pelesen, "Enerji verimliliğinde AB normlarına ulaşmak, Türkiye'nin hayati hamlesi olacaktır. Özellikle ekonomik ve sosyal hedeflerimiz için enerji verimliliği konusunda gerekli adımları atmak, bizim öncelikli sorumluluk ve zorunluluğumuzdur. Daha az enerji ile daha çok iş yapacağımıza ve gelişmiş ülkelerin enerji verimliliği seviyesine ulaşacağımıza inanıyorum. Milli gelirdeki yükselişe bağlı olarak kamuoyu bilinçlendiği zaman tüm yalıtım branşları da hızla gelişecek. İZODER olarak, binalarda sağlıklı, güvenli ve konforlu yaşam koşullarının ancak yalıtımla sağlanabileceğini kamuoyuna anlatmayı sürdüreceğiz" diye konuştu.
Enerjinin israf edilmemesi için binalarda ısı yalıtımı ile tasarruf sağlanması gerektiğinin altını çizen, Levent Pelesen, şunları söyledi: "Nüfus artışı, refah düzeyinin yükselmesi, hizmet sektörünün güçlenmesi ve sanayileşme gibi nedenlerden dolayı Türkiye'nin enerji kullanımı, gelişmiş ülkelere göre daha hızlı artıyor. Gelişmiş ülkeler uzun yıllar önce başlayan yalıtım seferberliği ile epey yol aldı. Şimdi hamle sırası bizde, bu farkı kapatmalıyız. Türkiye'nin cari açığının en önemli nedeni enerji ithalatıdır. Milyarlarca dolar ödeyerek, kullandığı enerjinin yüzde 72'sini ithal eden Türkiye'de; enerji, ithalat kalemlerinin en başında geliyor. Birincil enerji tüketimi 2015 yılında yüzde 75,9 olarak gerçekleşen ülkemiz, enerjide dışa bağımlılığı yüksek ülkeler arasında yer alıyor. 2000 yılında nihai elektrik tüketiminde yüzde 47,4'lük bir paya sahip olan bina ve hizmetler sektörü, 2015 yılında yüzde 49,9'luk payı ile sanayi sektörünün önüne geçti. Aynı dönemde toplam artış oranı yüzde 135, yıllık ortalama talep artış oranı ise yüzde 9 olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre Türkiye'de 2017 yılı itibarıyla 9,1 milyon adet bina bulunuyor. Bu miktarın yaklaşık yüzde 87'sini konut nitelikli binalar oluşturuyor. Hane sayısı ise 22 milyonun üzerinde."
Yalıtım konusunda vatandaşların doğru bilgilere sahip olmasının çok önemli olduğunu belirten Levent Pelesen, "Yalıtımla kışın ısıtma, yazın da soğutma amacıyla harcanan enerjiden ortalama yüzde 50 tasarruf sağlanıyor. Bu da doğalgaz ve elektrik faturalarını yarı yarıya düşürdüğü için konut sakinlerinin bütçesini ve konforunu direkt ilgilendiriyor. Ayrıca binalarda tüketilen enerji Türkiye ekonomisi için de çok önemli çünkü yüzde 37 ile binalarda yapılan tüketim, toplam enerji tüketimimizde en yüksek paya sahip. Türkiye'deki binaları ısı yalıtımlı hale getirerek, ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15 azaltmamız mümkün. Ayrıca Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu binalara sahip olabilmek için önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara, doğru malzeme ve Mesleki Yeterlilik Belgesi'ne sahip ustalarla doğru uygulama yaptırırsak, ülke ekonomimize her yıl milyarlarca dolarlık katkı sağlayabiliriz" dedi.
Kaynak: www.sondakika.com
© 2024 Austrotherm